Gözde Tehlike Sebeplerinden Göz Kızarıklığı

Göz beyazımızın (sklera) ve göz kapaklarımızın yüzeyini döşeyen konjoktiva  Dokusu göze bir şey kaçtığında battığında veya enfeksiyon durumlarında kızarıklık olarak tepki vermektedir. Eğer göz kızarıklığı çapaklanma ile devam ediyorsa bir enfeksiyon belirtisi olup ilaç kullanmamız gerekir. Bu çoğu zaman bakteriyel bir enfeksiyon işaretidir. Kızarıklık herhangi bir yabancı cisim kaçmadan oluşmuş ise ve batışmalarla devam ediyorsa viral bir enfeksiyon belirtisi olabilir bu çok daha ciddi olup bazen gözde kalıcı görme kusurlarına sebebiyet verebilecek durumlar olabilir. Gözümüze yabancı cisim kaçtığında bu da kızarıklık belirtileri verebilecek durum olduğundan kendi kendimize veya halk arasında geçen yanlış yöntemlerle çıkartmak yerine muhakkak bir göz doktoruna gitmeliyiz. Unutmayalım ki Gözümüz telafisi olmayan bir organdır. Bazı göz yaralanmalarında kanama da olur kanamalı kızarıklık durumlar daha tehlikeli ve acilen bir göz doktoruna gitmemizi gerektiren bir durumdur. Allerjik bünye ve allerjik göz durumları kızarıklığa neden olan bir diğer sebeptir. İleri derecede göz tansiyonun yüksekliği kızarıklık yapabilir bu durumda kızarıklık ağrıyla birlikte seyreder (genellikle) Kontak lens kullanımı uzun süreli oluyor ve uzun süre gözümüzde kalıyorsa veya süresi geçmiş lenseleri kullanıyor isek kızarıklık yapabilir. Yukarıda saydığımız nedenlerin dışında da kızarıklık nedenleri olmaktadır. Görüldüğü üzere gözümüz kızardığı zaman geçmişte kullandığımız herhangi bir ilacı veya bize tavsiye edilen veya eczacımız dan tavsiye ile alacağımız ilaçlar isabetli olma ihtimali çok düşüktür. Bunun ayrımı bir göz doktoru tarafından ancak biomikroskobik  muayene ile yapılabilir. Cep telefonuna verdiğimiz önemden gözümüz kıyassız değerlidir.

Göz Kuruluğu

Göz Kuruluğu Göz kuruluğu, gözlerin yeterli miktarda gözyaşı üretmemesi veya gözyaşının kalitesinin düşmesi sonucu oluşan bir durumdur. Gözyaşının doğru miktar ve kalitede üretilememesi, gözlerin yeterince nemli ve korunaklı olmamasına yol açar. Bu durum, gözde yanma, batma, kızarıklık, kaşıntı, hassasiyet, bulanık görme, göz yorgunluğu ve zaman zaman da çift görme gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Göz Kuruluğunun Nedeni Göz kuruluğunun birçok nedeni olabilir. Bunlar arasında yaşlanma, hormonal değişiklikler, gözyaşı üretiminde bozukluklar, çevresel faktörler (hava kirliliği, sigara dumanı, klima, rüzgar), uzun süreli bilgisayar kullanımı, kontakt lens kullanımı, bazı ilaçlar, bazı sağlık sorunları (örneğin diyabet, romatoid artrit) ve göz ameliyatları sayılabilir. Göz Kuruluğunun Tedavisi Göz kuruluğunun tedavisi, altta yatan nedenlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Tedavi yöntemleri arasında yapay gözyaşı damlaları kullanmak, göz kapaklarına sıcak kompres uygulamak, nemlendirici göz damlaları veya jel kullanmak, kontakt lenslerin doğru şekilde kullanımına dikkat etmek, çevresel faktörlerden kaçınmak, gözleri düzenli olarak dinlendirmek, uygun beslenme ve yeterli su tüketimi sağlamak yer alır. Eğer göz kuruluğu şiddetli ve tedaviye yanıt vermiyorsa, bir göz doktoruna başvurmanız önemlidir. Göz doktoru, durumu daha ayrıntılı olarak değerlendirecek ve uygun tedavi yöntemlerini önerecektir.

Blefarit – Göz Kapağı İltihabı

Göz Kapağı İltihabı (Blefarit) Nedir? Blefarit göz kapağının iltihaplanması sonucu yaşanan ve kronikleşmeye yatkın bir hastalıktır.  Her yaş grubunda sıklıkla görülür. Bu hastalık göz kuruluğu ve kirpik batması hastalığı ile birlikte seyredebilir. Alerjik blefarit ve skuamöz veya seboreik blefarit olarak iki cinsi bulunur. Alerjik Blefarit  herhangi  bir iltihap ile ilişkili değildir. Gözdeki tahriş sebebi ile örneğin sigara dumanı, kirlilik, göz damlası, makyaj gibi etkenler sebebi ile göz kapağının verdiği tepkimedir.  Sebebi bulup çözüm üretmek nispeten daha kolaydır. Skuamöz veya Seboreik Blefarit ise akne, seboreik dermatit veya kepeklenme sonucu oluşan bir problemdir.  Cildin yağlı olması bakterilerin çoğalmasını desteklediğinden genelde yağlı ciltlerde daha fazla görülür.  Vücudunuzda yağ bezlerinin fazla çalışması birçok sebepten olabilir.  Sorunun köküne inmeniz için uzmanınız sizi yönlendirecektir. Blefarit Göz Kapağı İltihabı Belirtileri Sabahları gözlerinizi açmaya çalıştığınızda gözlerinizde çok fazla çapaklanma varsa, göz bebeğinizde yabancı bir cisim olduğuna dair bir his var ise; kızarıklık, kaşıntı, fotofobi (ışığa karşı hassasiyet), ağrı, şişlik, kirpik dökülmesi gibi belirtiler başladı ise uzmanınızı ziyaret etme zamanı gelmiştir. .  Bu belirtileri göz ardı ederseniz, ilerleyen günlerde  iltihaplanma sizi zor durumlarda bırakabilir. Bu belirtiler birçok göz hastalığında aynı seyreder. Göz en hassas organlarımızdan biridir.  Ve her hangi bir belirtide mutlaka göz doktorunuza danışmanız gözlerinizin uzun süre sağlıklı  kalmasını sağlayacaktır. Blefarit – Göz Kapağı İltihabı Nasıl Anlaşılır? Belirtiler aşağı yukarı tüm göz hastalıklarında aynı olmasına rağmen Blefarit iltihap ile kendini  gösterir.  Özellikle göz kapağı  ve kirpiklerinizde aşırı derecede iltihap şeklinde çapaklanma varsa sebebi büyük ihtimal ile bu hastalıktır.  Kirpiklerinizde dökülmeye kadar giden sonuçları bulunmaktadır. Blefarit – Göz Kapağı İltihabı Tedavisi Göz doktoruna gittiğinizde kirpik diplerinde biriken yağ ve kabuklardan örnek alarak mikrop, virüs hakkında bilgi edinir.  Ve en uygun antibiyotikli damlayı önerir.  Genelde tüm göz hastalıklarında tedavi  şekli göz damlasıdır. Ancak içerik farklıdır, bazen antibiyotikli damlalar bazense sadece gözyaşı damlası önerilebilir.  Bu hastalığı diğer hastalıklardan ayıran özellik iltihaplı olmasıdır.  Kişisel bakım ve temizlik  hastalığın seyrini etkilemektedir. Tedavisi Sonrası Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar Nelerdir? Hijyen alışkanlıkları, zayıf bağışıklık sistemi  ve çevresel faktörler iltihaplanmaya yol açabilir.  Ve önlemle alınmazsa kronikleşerek sık aralıklarla yaşanarak yaşam kalitenizi düşürebilir.  Korunmak veya hafif atlatmak için nelere dikkat etmelisiniz? Günün her saati ellerinizi yıkayamıyorsanız, gözlerinize, yüzünüze dokunma alışkanlığınızdan kurtulmaya çalışın. Kişisel havlu, yastık kılıfı ve kozmetik ürünlerinizi ikinci kişiler ile paylaşmayın. Göz hastalıkları da nezle, grip gibi bulaşıcı olabilir. Özellikle yağlı bir cildiniz varsa, göz kapaklarınızı ve kirpiklerinizi sabah akşam ılık su ile yıkamak iyidir. Bu hastalığa yatkınlığınız var ise kozmetik ürünler kullanmamaya, sigara içilen yerlerde bulunmamaya özen göstermeniz önerilir. Blefaritin kronikleşen bir hastalık olduğundan uygun bakım ile tekrarlama riskini en aza indirebilirsiniz. Temiz havada yürüyüş yapın, beslenmenize dikkat edin, uyku düzeninize dikkat edin, ihtiyaç duydukça gözlerinizi dinlendirin.   Bu şekilde bağışıklık sisteminiz güçlenecektir.   Ve zamanla hastalığın tekrarlanma sıklığı azalacaktır.

Göz Hastalıklarında Kök Hücre Tedavisi

Görme, hayat kalitemizi belirleyen en kritik duyularımızdan biridir. Yapılan araştırmalar, görme kayıplarının yaşam kalitesine olan etkisinin kanser gibi ciddi hastalıklardan bile daha fazla olduğunu ortaya koymaktadır. Buna rağmen, göz sağlığı çoğu zaman ihmal edilmektedir. Görme bozukluklarının büyük bir kısmı gözlük kullanımıyla düzeltilebilirken, ileri yaşlarda görülen katarakt gibi sorunlar ameliyatla tedavi edilebilmektedir. Ancak, retina hastalıklarından kaynaklanan daha ciddi görme kayıpları, farklı ve daha ileri tedavi yöntemlerine ihtiyaç duymaktadır. Kök Hücre Tedavisinin Göz Sağlığı Alanında Kullanımı Retina hastalıklarının bir kısmı, son yıllarda yaygınlaşan göz içi enjeksiyonlarla tedavi edilebilmektedir. Bu tedaviler arasında diyabete, retina damar tıkanıklıklarına ve yaş tip sarı nokta hastalığına bağlı kanama ve ödemler bulunmaktadır. Genç yaşlarda ortaya çıkan ve ilerleyici görme kaybı yapan genetik geçişli retina hastalıklarında ise kök hücre tedavisi umut vadeden bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır.Kök hücreler, kendiliğinden uygun bir büyüme ortamına yerleşebilir, çoğalabilir, başka tür hücrelere farklılaşıp yeni hücre türleri üretebilir. Ayrıca, kendini yenileyebilme ve kendi hücre topluluklarının devamlılığını sağlama özelliklerine sahiptirler. Bu potansiyelleri nedeniyle, retinadaki hasarlı hücrelerin yerini alabilir ve onları onarabilirler. Erken Tanının Önemi Kök hücre tedavisinin başarısı, birtakım kriterlere bağlıdır. Öncelikle, göz bütünlüğünün sağlam olması gerekmektedir. Gözde şekil bozukluğu veya küçülme olan hastalarda kök hücre tedavisi fayda sağlamamaktadır. İkinci önemli kriter ise görme düzeyidir. Hiç görmeyen hastalar, kök hücre tedavisinden fayda görememektedir. Bu nedenle, ideal hasta grubu görme kaybı çok ileri olmayan kişilerden oluşmaktadır. Tedavinin esas amacı, hastalığın ilerlemesini durdurmaktır. Tedavi edilen hastaların %60-80’inde görme artışı ve görme alanı genişlemesi sağlanabilmektedir. Cerrahi öncesi görme ne kadar iyi ise sonrasındaki görme artışı da o derece fazla olmaktadır. Erken tanı ve tedavi, elde edilen sonucun başarısını artırmaktadır. Kök Hücre Uygulaması Koşulları Nelerdir? Bu tedavi yönteminden en yüksek verimi alabilmek bazı kriterlere bağlıdır. İlk olarak, göz yapısının tamamen sağlam ve bozulmamış olması gerekmektedir; gözde şekil bozukluğu veya küçülme gibi durumlar bulunmamalıdır. Ayrıca, kök hücre tedavisine başlamadan önce hastanın mevcut görme düzeyi de kritik öneme sahiptir. Görme fonksiyonları ciddi ölçüde azalmış veya tamamen kaybolmuş bireyler, bu tedaviden fayda görememektedir. Bu nedenle, ideal hasta grubu, görme kaybı henüz ileri düzeyde olmayan ve retina sinir yapıları nispeten az zarar görmüş hastalardan oluşmaktadır. Başlangıçta görme seviyesi ne kadar yüksek ve retina ne kadar sağlıklı ise, kök hücre tedavisi sonrası başarı beklentisi de o kadar yüksek olmaktadır. Kök hücre tedavisinin temel amacı, hastalığın ilerlemesini durdurmaktır. Bunun yanı sıra, belirli şartlar sağlandığında, görme artışı ve görme alanı genişlemesi de sağlanabilir. Dolayısıyla, birçok hastalıkta olduğu gibi bu durumda da erken tanı ve erken müdahale büyük önem taşımaktadır. Kök Hücre Uygulamasının Kullanım Alanları Kök hücre uygulamaları, en çok kalıtsal retina, optik sinir ve kalıtsal kornea hastalıklarında kullanılmaktadır. Uygulama yapılan retina hastalıkları arasında gece körlüğü (retinitis pigmentosa), Stargardt makula distrofisi, yaşa bağlı makula dejenerasyonunun kuru tipi (sarı nokta hastalığı) ve diğer dejeneratif retina rahatsızlıkları bulunmaktadır. Optik sinir hastalıkları arasında ise glokom (göz tansiyonu) kaynaklı, idiopatik, travmatik veya diğer nedenlerle oluşan optik atrofiler yer almaktadır. Kök hücre tedavisi, görme kaybı yaşayan hastalar için umut vadeden bir tedavi yöntemidir. Ancak, bu tedavinin başarıya ulaşması için erken tanı ve uygun hasta seçimi son derece önemlidir. Göz sağlığımızı korumak ve gerektiğinde uzman yardımı almak, yaşam kalitemizi artırmak adına büyük önem taşımaktadır.

Göz Kapağı Ameliyatı Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

Göz kapağı ameliyatı sonrası, iyileşme sürecinin sorunsuz ilerlemesi ve istenen sonuçların elde edilmesi için bazı önemli noktalara dikkat edilmesi gerekir. Bu süreçte gözlerinizi zorlayacak aktivitelerden kaçınmak, doktorun önerdiği bakımı düzenli olarak uygulamak ve göz çevresini dış etkenlerden korumak son derece önemlidir. Ameliyat sonrası dikkat edilecek bu adımlar, hem iyileşme sürecini hızlandırır hem de istenmeyen komplikasyonların önüne geçer. Göz Kapağı Ameliyatı Nedir? Göz kapağı ameliyatı, tıbbi olarak blefaroplasti olarak bilinir ve hem alt hem de üst göz kapaklarına uygulanan cerrahi işlemleri içerir. Bu ameliyat, göz kaslarının zayıflaması, gevşek kas yapısı, yağ birikimi, yerçekimi etkileri veya enfeksiyon gibi çeşitli nedenlerle gerekebilir. Farklı türlerde göz kapağı ameliyatları bulunduğundan, fiyatları da buna bağlı olarak değişiklik gösterir. Aynı zamanda ameliyatın yapıldığı hastane, uygulanan işlem türü ve ek cerrahi müdahalelere ihtiyaç olup olmadığı da fiyatları etkileyen diğer faktörlerdir. Göz Kapağı Ameliyatı Nasıl Yapılır? Üst göz kapağı ameliyatında, lokal anestezi uygulanarak öncelikle hasarlı bölge belirlenir ve bu alanda bir kesik yapılır. Kas ve deri dokusu çıkarıldıktan sonra, ameliyat izi fark edilmesin diye kesik göz kapağının doğal katlanma çizgisinden yapılır. Estetik dikişlerle işlem tamamlanarak dikiş izlerinin en aza indirilmesi amaçlanır. Alt göz kapağı ameliyatında ise kirpik diplerinden yapılan bir kesik ile fazla deri, kas veya yağ dokusu çıkarılır. Daha sonra yine estetik dikişlerle işlem tamamlanarak ameliyat izinin görünmemesi hedeflenir. Göz Kapağı Ameliyatı Kimlere Yapılır? Göz kapağı ameliyatı (blefaroplasti), genellikle estetik veya sağlık nedenleriyle göz kapaklarında sarkma, deri fazlalığı, torbalanma veya gevşeklik yaşayan kişilere uygulanır. Bu ameliyat, göz çevresinde yaşlanmaya bağlı değişiklikler, genetik faktörler veya yaralanmalar sonucu oluşan deformasyonları düzeltmek amacıyla yapılabilir. Göz kapaklarındaki sarkma görme alanını daraltabilir veya kişiye yorgun, yaşlı bir görünüm verebilir. Ameliyat, genellikle sağlıklı ve ciddi bir sağlık sorunu olmayan, göz çevresinde belirgin sorunlar yaşayan yetişkin hastalara önerilir. Ancak, kişisel beklentiler ve göz kapağı sorunlarının şiddeti göz önünde bulundurularak bir cerrah tarafından karar verilmelidir. Göz Kapağı Ameliyatı Sonrası Olası Komplikasyonlar Göz kapağı ameliyatı (blefaroplasti) sonrasında nadiren de olsa bazı komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Olası komplikasyonlar şunlar olabilir: Şişlik ve Morluklar: Ameliyat sonrasında göz çevresinde geçici şişlik ve morluklar oluşabilir, genellikle birkaç hafta içinde azalır. Enfeksiyon: Her cerrahi işlemde olduğu gibi, göz kapağı ameliyatı sonrasında da enfeksiyon riski bulunur. Bu nedenle doktorun verdiği antibiyotikler düzenli kullanılmalıdır. Kanama: Nadiren, ameliyat sonrası kanama olabilir. Bu durum ciddi bir sorun teşkil edebilir ve acil tıbbi müdahale gerektirebilir. Göz Kuruluğu veya Aşırı Sulanma: Ameliyat sonrası geçici olarak gözlerde kuruluk ya da aşırı sulanma yaşanabilir. Görme Problemleri: Ameliyatın hemen ardından geçici bulanık görme veya çift görme gibi görme sorunları yaşanabilir, ancak bu genellikle kısa sürelidir. Dikiş İzleri: Estetik dikişler kullanılsa da, bazı hastalarda ince dikiş izleri kalıcı olabilir. Asimetri: Göz kapaklarında simetri sağlamak her zaman tam olarak mümkün olmayabilir, bazı hastalarda hafif asimetri gelişebilir. Göz Kapaklarını Tam Kapatamama: Nadiren, ameliyat sonrası göz kapaklarının tam kapanamaması durumu görülebilir. Bu durum düzeltilmezse kuruluk ve göz problemlerine yol açabilir. Bu komplikasyonlar genellikle nadirdir ve ameliyat öncesi ve sonrası doktorun tavsiyelerine uyulması durumunda en aza indirilebilir. Göz Kapağı Ameliyatı Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler Göz kapağı ameliyatı sonrası iyileşme sürecini hızlandırmak ve olası komplikasyonları önlemek için dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar vardır: Başınızı Yüksek Tutun: Ameliyat sonrası ilk birkaç gün başınızı yüksekte tutmak, şişlik ve morlukları azaltmaya yardımcı olur. Yatarken birkaç yastık kullanarak başınızı kaldırabilirsiniz. Soğuk Kompres Uygulaması: Şişlik ve morarmaları önlemek için ameliyat sonrası ilk 48 saat boyunca düzenli olarak soğuk kompres uygulanması önerilir. Gözlerinizi Koruyun: Gözlerinizi ovuşturmaktan, kaşımaktan veya baskı uygulamaktan kaçının. Ayrıca güneş gözlüğü kullanarak gözlerinizi güneş ışığından ve rüzgardan koruyun. İlaçları Düzenli Kullanın: Doktorun reçete ettiği antibiyotik ve ağrı kesici ilaçları düzenli olarak kullanmak enfeksiyon riskini azaltır ve iyileşmeyi destekler. Ağır Fiziksel Aktivitelerden Kaçının: Ameliyat sonrası en az 1-2 hafta boyunca ağır kaldırma, egzersiz veya zorlayıcı aktivitelerden kaçınmalısınız. Bu tür aktiviteler kanama ve şişlik riskini artırabilir. Kontakt Lens Takmayın: Ameliyat sonrası gözlerin iyileşmesi için genellikle birkaç hafta boyunca kontakt lens kullanmamak önemlidir. Bunun yerine gözlük kullanmak daha güvenlidir. Göz Makyajı Yapmayın: Ameliyat sonrası 10-14 gün boyunca göz makyajı yapmaktan kaçınmalısınız. Bu süre zarfında bölgenin temiz kalması iyileşme için önemlidir. Ameliyat Bölgesini Temiz Tutun: Doktorun önerdiği şekilde, ameliyat bölgesini dikkatli bir şekilde temizlemek ve hijyenik tutmak, enfeksiyon riskini en aza indirir. Görme Sorunlarını İzleyin: Eğer ameliyat sonrası ciddi görme bozuklukları, aşırı ağrı veya kanama gibi durumlar yaşarsanız, derhal doktorunuza başvurmanız gerekir. Bu önerilere dikkat ederek göz kapağı ameliyatı sonrası iyileşme sürecinizi daha konforlu ve güvenli bir hale getirebilirsiniz. Göz Kapağı Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci Ameliyatın bitiminden hemen sonra, hasta genellikle 5-6 saat boyunca hastanede gözetim altında tutulur. Herhangi bir komplikasyon olmadığı takdirde hasta taburcu edilir. Ameliyat sonrası ilk 48-72 saat boyunca bölgeye soğuk kompres uygulanması, şişlik ve morlukları azaltmak amacıyla önerilir. Antibiyotikli pomadla bir hafta boyunca pansuman yapılır ve ameliyat bölgesine beş gün süreyle su değdirilmemesi tavsiye edilir. Dikişler genellikle 6-7 gün içinde alınır ve sorun çıkmadığı takdirde hasta 3-4 gün sonra yavaş yavaş günlük hayatına dönebilir. Göz kapağı ameliyatı sonrası, kapak seviyesinin tamamen normale dönmesi 3-4 hafta sürebilir. Tam iyileşme ise yaklaşık 1-2 ay içerisinde gerçekleşir. Göz Kapağı Ameliyatı Sonrası Beslenme Ameliyat sonrası vücudun iyileşme sürecini hızlandırmak ve toparlanmayı desteklemek için besleyici gıdalar tercih edilmelidir. Vitamin ve mineral açısından zengin taze sebzeler, meyveler, tam tahıllar, protein kaynakları (özellikle balık, tavuk, yumurta ve baklagiller) ve sağlıklı yağlar (zeytinyağı, avokado, ceviz) bu süreçte önemlidir. İşlenmiş ve rafine gıdalardan, sağlıksız yağlardan, aşırı şeker ve tuz tüketiminden kaçınmak gerekir. Ayrıca alkol ve sigara kullanımı, iyileşmeyi yavaşlatabileceği ve komplikasyon riskini artırabileceği için tamamen bırakılmalıdır. Bu şekilde, vücut ameliyat sonrası daha hızlı toparlanır ve sağlıklı bir iyileşme süreci sağlanır.